logotype
logotype

Ağız Diş ve Çene Cerrahisi

Diş çekimi neden yapılır?

  • Ağızda dolgu ve protez yapılamayacak kadar harap olmuş dişler,
  • Travma sonucu, tedavisi mümkün olamayacak şekilde kırılan dişler,
  • İleri derecede mobil dişler,
  • Zamanında düşmeyen süt dişleri,
  • Aşırı konum değişikliği (dönme ,devrilme vb.) nedeniyle sorun yaratan dişler,
  • Kanal tedavisine rağmen kurtarılamayan dişler,
  • Fokal enfeksiyona (mikroorganizmaların dişten kan veya lenf dolaşımı ile başka organ veya dokularda enfeksiyon yaratması) yol açan dişler mevcutsa;
  • Ortodontik tedavinin bir endikasyonu olarak (yer darlığı varsa); diş çekimi yapılır.

Diş çekiminden sonra nelere dikkat edilmeli?

  • Çekim yarasının üzerine konan tampon 30 dakika tutulmalı;
  • Çekim sonrası 2 saat kadar herhangi bir şey yenilip içilmemeli;
  • 24 saat alkol ve sigara içilmemeli;
  • Çekim yerine dokunulmamalı, yara bölgesi emilip tükürülmemeli;
  • Ağız su ile çalkalanmamalı;
  • Çekimden sonra çok soğuk ve çok sıcak yiyecek ve içecekler tüketilmemeli, sert besinlerden kaçınılmalı, yumuşak besinlerle beslenilmeli;
  • Ağrı kesici aspirin ve türevleri kullanılmamalı;
  • Çekim yeri temiz tutulmalı, çekim bölgesine yemek artığı dolması engellenmeli;
  • İlk 24 saat boyunca o taraf ile çiğneme yapılmamalıdır.
  • Diş çekimi sonrası kanamanın hafif bir sızıntı şeklinde 6 ile 24 saat sürmesi normal kabul edilmektedir.
  •  

Gömülü Dişler

Gömülü diş ne demektir?

Sürme zamanı tamamlandığı halde diş dizisindeki yerini alamamış, tamamen yada kısmen yumuşak doku altında veya kemik içinde kalmış olan dişlere denir.

Özellikle alt ve üst 20 yaş dişleri ile üst kanin (köpek)dişi gömülü kalmaktadır.

Hangi durumlarda gömülü diş çekimi yapılır?

  • Çene ve yüz bölgesinde tarif edilemeyen ağrı bulunması;
  • Kist ve tümör oluşumu;
  • Protetik ve ortodontik nedenler;
  • Bölgesel enfeksiyon;
  • Sürmemiş dişte çürük gelişimi;
  • Komşu dişte rezorbsiyon oluşumu gömülü dişin çekimini gerektirir.
  •  

    

 

Gömülü dişlerin çekimi zor ve acılı bir operasyon mudur?

Başarılı anestezi ve cerrahi işlemle yapılan gömülü diş operasyonları sırasında hastanın herhangi bir acı duyması söz konusu değildir.

Operasyon süresi ise; dişin çene kemiği içerisindeki pozisyonuna bağlı olarak değişiklik gösterir.

20 yaş dişleri

Diş dizisinin en sonunda bulunan ve en son çıkan dişlerdir. Genelde 17-22 yaşlar arasında ağızda görülmeye başlarlar,bazen daha ileri yaşlarda da ağızda sürebilirler.

Pozisyonlarından dolayı etkin şekilde temizlenmeleri zordur, bu nedenle çok kısa bir sürede çürüyebilirler. Böyle bir durumda ağız sağlığına zarar vermemesi için yirmi yaş dişlerinin çekimi uygundur.

 

Apikal rezeksiyon

 

 

Diş kök ucunun ve etrafındaki enfekte veya patolojik dokunun çıkartılması için yapılan cerrahi müdahaledir.

Apikal rezeksiyon ne zaman yapılır?

  • Diş kökünde yapısal veya şekilsel bozukluk var ve bu sebeple kanal tedavisi yapılamıyorsa ,
  • Ya da yapılan kanal tedavisine rağmen başarılı olunamadığı durumlarda
  • Diş kök kanalında alet kırıldıysa ve bu aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa
  • Diş kök ucunda bir enfeksiyon olduğu ve dişteki sabit restorasyonun çıkarılmasının uygun olmadığı durumlarda
  • Travma nedeniyle kökün 1/3 kök ucunda kırık mevcutsa
  • Diş kökünde kist varlığı söz konusuysa

 

 

 

 

 

 

 

Kemik düzensizliklerinin(torusların) kaldırılması

Patolojik olmayan kemik çıkıntılarıdır. Özellikle üst çene damak ortasında ve alt çene dil bölgesinde görülür. Doğal dişlerini kullanan kişilerde konuşma bozukluklarına ve konfor kaybına sebep olabilr.

Dişlerini kaybetmiş protez yapılacak kişilerde bu çıkıntılar protezin yapılabilmesi ve kullanımı için önem taşır. Bazen protez öncesi bu çıkıntıların küçük bir cerrahi işlemle kaldırılması gerekebilir.

   

 

Dil ve dudak bağının(frenulum) alınması

Halk arasında dudak ve dil bağı olarak bilinen yumuşak doku parçalarının bilimsel ismi frenulumdur. Dil bağları çoğu insanda dil hareketlerini kısıtlar ve konuşmayı olumsuz etkiler. Dudak bağları ise, özellikle üst çene ön bölgede dişler arasında boşluk oluşturma gibi ciddi estetik sorunlara neden olur. Bu yüzden bu yumuşak doku parçalarının alınması, hastanın hem estetik hem fonksiyon bakımından rahatlamasını sağlar. Günümüzde lazer desteği sayesinde, bu işlemler kısa sürede ve kanamasız bir şekilde rahatlıkla uygulanabilmektedir.

 

  

Kist ve tümör cerrahisi

Protez kenarı vurukları(epulis fissuratum)

Kötü uyumlu protezlerin uzun süreli kullanımı ile protez kenarının düşük dereceli travması sonucu oluşan lezyondur. Lezyonun ufak bir cerrahi müdahale ile alınıp yeni bir protez yapımı gerekmektedir.


Azot protoksit(bilinçli sedasyon)

Azot protoksit, sağladığı rahatlama ile dişhekimliği korkusunun yenilmesinde çok önemli bir yardımcı araçtır. Halk arasında gülme gazı olarak bilinen azot protoksit, aslında soluduğumuz havanın ana bileşenleri olan azot ve oksijenin farklı oranlarda karıştırılmış halidir. Bu gaz, solunum yolu ile alınması halinde vücutta rahatlamaya, ağrı eşiğinin yükselmesine ve acı hissetmemeye neden olur.

Pek çok kişinin dişhekimliğinden korkmasının sebebi, ilk aşamalarda yapılan anestezi (iğne) ya da çok basit işlemlerde anestezi yapılmaması sonucu duyulan ağrıdır. Azot protoksit, bu ilk aşamalar sırasında duyulan ağrıyı engellediği için, tedavi uygulamalarında oldukça fazla kolaylık sağlar. Azot protoksit, basitçe iki tüp halinde bulunan gazların hastaya solutulması yoluyla uygulanır. Bu uygulamanın en güzel tarafı, vücut tarafından kolaylıkla kabul edilmesi, herhangi bir komplikasyon ve riskinin bulunmaması, uygulamanın kesilmesinden 3-5 dakika sonra hastanın tamamen normale dönmesidir. Dünyada uzun yıllardır, sıfıra yakın komplikasyonla kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Azot protoksit uygulaması sırasında, genel aneztezi uygulaması gibi genel bir baygınlık hali oluşmaz. Hastanın bilinci tamamen açıktır, konuşmalara cevap verir ve tüm duyuları ve refleksleri yerindedir. Bununla birlikte bir rahatlama ve ağrı hissetmeme durumu oluşur. Tedavi sırasında hasta azot protoksiti burundan solumaya devam edebilir ya da rahatlama seviyesine göre işlem bitirilebilir. Gerekli durumlarda tekrar tekrar uygulanabilen bir işlemdir ve son derece güvenlidir. Bilinçli sedasyon uygulaması hemen hemen tüm insanlarda risksiz bir şekilde, muayenehane şartlarında uygulanabilir.

Sterilizasyon

Sterilizasyon, ortamdaki bakterilerin ve virüslerin kesin biçimde ortadan kaldırılması işlemidir. Sterilizasyon işlemi kimyasal, ısı, radyoaktivite ve gaz uygulama yöntemiyle yapılabilir. Dezenfeksiyon ise patojen mikroorganizmaların yok edilmesidir. Dezenfeksiyon sonrasında bakteri sporları ortamda kalabilir ve daha sonra tekrar aktive olabilirler.

Dişhekimliği uygulamalarında sterilizasyon çok önemlidir. Günümüzde ortaya çıkan ve gittikçe yaygınlaşan HIV, Hepatit gibi hastalıklar dişhekimliği uygulamaları yoluyla bulaşabilir. Bu açıdan kullanılan tüm cihazlar, aletler ve cerrahi örtüler mutlaka sterilizasyon zincirine sokulmalıdır.

Dişhekimliğinde geçmişte kuru hava sterilizasyonu yaygın olarak kullanılmaktaydı. Kuru hava ile sterilizasyonda 170 C de 1.5 saatte cerrahi alet ve cihazların sterilizasyonu sağlanır. Kuru hava sterilizasyonunun eksik yönü, tüm cihazlara uygulanamaması ve örtü ve plastik materyallerin steril edilememesidir. Günümüz koşullarında dişhekimliği sterilizasyonu konusunda altın standart, otoklav kullanımıdır. Otoklav, basınç altındaki su buharı ile yapılan sterilizasyondur. Dişhekimliğinde kullanılan aletlerin tamamen steril olması için, sıcak havanın basınç altında aletlerin tüm bölgelerine nüfuz etmesi gerekmektedir. Otoklav cihazlarının, farklı amaçla yapılmış modelleri vardır.

B sınıfı otoklavlar, buharın vakum altında, tüm cihazlara nüfuz edecek şekilde uygulanmasını sağlarlar. Cihaz önce negatif basınç ile otoklav içindeki soğuk havayı çeker, daha sonra sıcak basınçlı buhar otoklava yollanır. Sterilizasyon sonrasında kurutucu vasıtasıyla ortamda kalan buhar ve su yokedilerek sterilizasyon işlemi bitirilir. B sınıfına ek olarak N ve S sınıfı otoklavlar da vardır. Şu anda B sınıfı otoklavların doğru kullanımı ile dişhekimliğinde gerekli olan sterilizasyon standartlarının tamamı sağlanabilmektedir.

Sterilizasyon zinciri sadece otoklav ile sağlanmaz, hatta otoklav bu işlemin son halkasıdır. Sterilizasyon ve dezenfeksiyon, kliniğin kapısında başlaması gereken bir süreçtir. Hastaların galoş kullanması, hekimin el ve önlük temizliği, eldiven, maske, bardak ve koltuk örtüleri gibi sarf malzemelerinin tek kullanımlık olması, bu sürecin önemli basamaklarıdır. Klinikte kullanılan aletler, önce dezenfektan sıvılar içinde bekletilirler ve ön temizlikleri yapılır. Bunun ardından akar su altında fırça ile temizlenir ve kurutulduktan sonra paketlenir. Otoklava paketlenerek giren aletler, tekrar kullanılmalarına kadar steril olarak kalırlar.